29 Ekim 2014 Çarşamba

Cep Telefonlarında Pil Ömrünü Uzatmak

Cep telefonlarında son dönemlerde en çok yaşanan sıkıntıların başında gelmektedir pil ömrü. Çünkü batarya güçlü olmadıktan sonra özellikle akıllı telefonların tüm özelliklerinden yararlanmak çok mümkün değildir. Öncelikli olarak bilinmesi gerekir ki şebeke sinyallerinin düşük olduğu alanlarda cep telefonunu kullanmak ciddi bir pil kaybına neden olacaktır. Genel olarak üreticilerin vermiş oldukları ideal pil süreleri elverişli ortamlarda ölçülen değerlerdir ve şebeke koşulları bu değerleri etkileyebilmektedir. Bu sebeple de iyimser üretici değerlerine fazla aldanmamak gerekmektedir.

Her ne kadar son dönemlerde çok kullanılan Lithium bataryalar daha eski dönemlerde kullanılan Nikel Metalhibrit bataryalardan daha fazla dayanıklı olsa da her batarya iyi bir bakım gerektirmektedir. Aşağıda vereceğimiz püf noktaları sayesinde günlük olarak batarya süresini uzatmak mümkündür.

Bataryayı Saklama:
Bataryaları eğer uzun süre kullanmayacaksanız yarı boş hale getirip 25-18 derecede saklamalısınız. Bu bataryayı korusa da yeniden kullanım öncesi tamamen şarj edilmesi gerekecektir.
Cep Telefonunun Ortam Sıcaklığı: Yüksek sıcaklıklardan kaçınmak önemlidir. Yaz aylarında araba içinde bırakılan telefonların 60 derece sıcaklığa çıkabildiği bilinen bir gerçektir. Doğrudan doğruya güneş ışığına da maruz bırakmamak önemlidir.
Orijinal Şarj Aletlerinin Kullanılması: Bataryalar hassas elektronik yapıya zarar verebilir. Bu sebeple üreticini önerdiği orijinal şarj kitlerinin kullanılması çok önemlidir.
Ekran Işığı: Telefonların bulunulan ortama göre ekran ışığının kapatılması veya düşük değerlere çekilmesi pil ömrünü uzatacaktır.
Titreşim: Titreşim pil ömründen çalan bir durumdur. Zorunluluk olmadıkça titreşimi kapatmak çok önemlidir.
Oyun Kullanımı: Oyunlar özellikle de online oyunlar pil ömründen götürmektedir. Oyun esnası ses, titreşim ve ışık gibi ayrıntıları kapatmak etkili olabilir.
Telefon Görüşmelerinde Hassasiyet: Telefon görüşmeleri esnasında anten görevi olarak kullanılan bölgenin el ile kapatılması sinyal gücünü azaltacak bu da şarj süresini azaltacaktır.
Harici Anten: özellikle araç içi kullanımlarda bir dış antenden yararlanmak önemlidir.
İnternet Kullanımı: Eğer ihtiyaç yok ise mobil bağlantılar veya wi-fi kapatmak önemlidir. Bu sayede bil süresi uzatılabilecektir.


Cep Telefonlarında SAR Değeri

TELEFONLARDA SAR DEĞERİ

Özellikle elektronik cihazların yaymış olduğu elektromanyetik enerjinin bir kısmı vücut tarafından emilmektedir. Bu emilime SAR değeri denilmektedir ki cep telefonları açısından bazı kısıtlamaları vardır. Örnek vermek gerekirse Avrupa’da kilogram başına 2 Watt’a kadar olan değer mazur görülürken Bu miktar Amerika Birleşik Devletlerinde 1,6 Watt/kilograma kadar inebilmektedir. Bu eşik değerler kullanıcılarının sağlık değerlerini korumaları açısından en üst değerlerdir. Üretilen telefonların modeline göre bu değer farklılık gösterebilmektedir. O nedenle de telefon tercihlerinde SAR değerinin kontrol edilmesi önemli bir durumdur.

SAR değeri düşük olan bir telefon ile uzun süreli konuşmak bu olumsuz etkiye maruz kalınmadığı anlamına gelmemektedir. Çünkü günümüz kullanım sürelerine bakıldığın ciddi endişeler duymak gerektiği uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlara bakmak gerekirse şu şekilde sıralamak mümkündür:
  • Cep telefonu kullanımında kapalı alanların tercih edilmemesi gerekmektedir. Telefonların baz istasyonuna ulaşma çabası esnasında bazı değerleri maksimuma çıkmaktadır. Örneğin açık olan bir pencereye doğru konuşmak olumsuz bir etkiyi en aza indirebilecektir.
  • Cep telefonu seçimlerinde pil ömrü uzun telefonlar seçmek çok önemlidir. Çünkü pil gücü azalmış bir telefon ile konuşurken daha çok radyasyona mazur kalınmaktadır. Bu durumda SAR değeri ile birlikte pil ömrü de uzun telefonlar tercih etmek gerekmektedir.
  • Cep telefonlarının ilk çalmaya başladığı an yaydıkları radyasyon miktarı oldukça yüksektir. Bu nedenle genelde ceplerimizde taşıdığımız telefonun ekran kısmını vücudumuza dönecek şekilde cebimize koymak gereklidir. Hatta cevap tuşuna bastıktan sonra bir süre sonra kulağa götürmek de önemli olabilir. En az bir saniye kadar beklemek çok önemlidir.
  • Cep telefonunun mümkün olduğu kadar beyinden uzak tutulması gerekir. Bu sebeple kısa mesaj ile çözülebilecek iletişimde tercihi mesajdan yana kullanmak en doğru çözüm olacaktır.

26 Ekim 2014 Pazar

Asus Zenfone 5 Ürün İncelemesi

 Asus Zenfone 5 Ürün İncelemesi

2014 Ağustos ayı itibari ile ülkemizde lanse edilen Asus Zenfone üç farklı ürünü ile telefon dünyasında yer almış durumda. Özellikle 5 inch’lik Zenfone 5 adından çok söz ettirecek gibi görünüyor.

Her akıllı telefonun incelemesine öncelikle fiyat performans analizi ile başlamak gerekir. Bu kapsamda Asus Zenfone 5 gayet başarılı bir telefon. Bir zamanlar netbooklarda kullanılan Atom Z2560 artık telefonlarda da kullanılmaya başlandı. Hiç beklenmeyen bir durum oldu bu. İntel ilk kez bir mobil sektöre girdi çünkü. Ancak Asusu ile yakınlığını bilenler buna çok şaşırmamış durumda. Ayrıca bu işlemcinin Snapdragon 400 ayarında olduğunu bilenler intel’in mobil adımını memnunlukla karşılıyorlar. Bu gücü sağlamak içinde X86 mimarisi şarttı zaten. Androidin X86 uyumu nedeniyle bu yonga seti oldukça ideal. Hatta java tabanlı bir çok uygulamada artı avantaj bile sayılabilir. Özellikle işin web tarafında tabi. PowerVR SGX 544 MP2 grafik işlemci kullanıyor olması Open GL ES 3.0 desteği olmadığının da bir göstergesi. 2 GB RAM bellek ve 16 GB dahili hafızası fiyatına göre çok ideal. Ayrıca microSD kart desteği varken 16 GB fazlasıyla ideal. 

5 inch ve 720p çözünürlüğe sahip IPS ekran olması bu fiyat segmenti için ideal olsa da maksimum parlaklık biraz daha yüksek olabilirdi. Çünkü mevcut yapıyla güneşli ortamlarda biraz sıkıntı olabilmektedir. Ekranın Corning Gorilla Glass teknolojisi ile korunması güzel. Belkide cihazın en büyük handikapı 2110 mAh’lik bataryası. Bu çok da yeterli değil.
Cihazla alakalı ayrıntılı videoyu izlemenizi öneririz. 

2014 KPSS Tercihleri

2014 KPSS TERCİHLERİ ÖNCESİ

Geçtiğimiz aylarda yapılmış olan KPSS Ön Lisans ve Ortaöğretim sınav sonuçları ve bölümler bazında sıralamalar belli oldu. Ancak şimdi ki muamma ise KPSS tercihleri ne zaman yapılacak konusu üzerine yoğunlaşmış durumda.

Bundan önce bilinmesi gereken bir gerçek var ki o da; Devlet Personel Başkanlığı her yıl iki alım takvimi belirlemektedir. Bu durumda da 2014 KPSS sonuçlarına göre toplam dört ayrı atama yapılacaktır.

1. Atama: 17 Kasım 2014 – 26 Kasım 2014 arasında yapılacak.
2. Atama: 2015 Haziran ayı içerisinde yapılacak olup kesin tarihler belli olmamıştır.
3. Atama: 2015 Kasım  ayı içerisinde yapılacak olup kesin tarihler belli olmamıştır.
4. Atama: 2016 Haziran ayı içerisinde yapılacak olup kesin tarihler belli olmamıştır.
Bu takvim eğer yönetmeliklerde bir değişikliğe gidilmez ise çift yıllarda yapılan KPSS Sınavları ile devam edecektir. Ancak KPSS A grubu tercih edecek olan adaylar kurumların kendi yaptıkları sınava bağlı olarak yerleştirileceklerdir. Uzman Yardımcılığı ve Denetmen Yardımcılığı gibi. Bu sınavlar merkezi atamaların dışındadır. Bunlar için 2014 KPSS Puanları 2016 KPSS sınavına kadar geçerli sayılacaktır.

KPSS sınavlarında 2002 yılı düzenlemelerine göre 70 puan alma zorunluluğu kaldırılmış olmasına rağmen bir çok aday bu konuda bilgi sahibi değildir. Bilenler ise 70 puan altında yerleştirmenin mümkün olmadığını ama istatistiki verilerin tam tersini gösterdiği aşikardır. Burada önemli olan unsur KPSS yerleştirme esaslarına tamamen hakim olmak gereklidir.
Aday yerleştirmelerinde iki farklı yöntem bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Merkezi Yerleştirme diğeri Kurumsal Yerleştirmedir. Merkezi Yerleştirmede her hangi bir taban puan zorunluluğu bulunmamaktadır. Kurumsal yerleştirmede ise kurumlar bazı taban puan şartı koyabilmektedirler. Bu yerleştirme sistemleri iyi bilmek tercihlerde en sağlıklı kararların alınmasına yardımcı olacaktır.

Merkezi Alımlar

Sınavın geçerli sayıldığı iki yıl sürecinde 4 veya 5 kez yapılabilmektedir. Tercihler ÖSYM aracılığı ile online yapılmaktadır. Birinci alıma tercih yapan ve yerleşemeyen aday diğer alımlarda da tercih yapabilir. Tercih durumuna göre şekillendiği için önceden belirlenen bir kontenjan miktarı ve atama takvimi olmayabilmektedir. Ama ana mantık bellidir. Devlet Personel Başkanlığı (DPB) Kamu kurum kuruluşlardan personel ihtiyacını alır. Alınan bu veriler sınıflara ve vasıflara ayrılır. Aranan niteliklerle birlikte ÖSYM Başkanlığına bildirir. Bu doğrultuda da ÖSYM tercih kılavuzu hazırlar. Ardından da elektronik ortamda tercihler alınarak puan üstünlüğüne ve tercih sırasına bağlı olarak yerleştirmeleri gerçekleştirir.

Düşük Puanlı Yerleşimler

KPSS Tercih kılavuzu incelendiğinde görürüz ki bir binlerce kadro ve bu kadroları seçmek için nitelikler görürüz. Ancak herkesin her kadroya başvurması mümkün değildir. Bu da her kadroya başvuracak adayların farklı niteliklerde olması gerekebilir. Örneğin Sosyal Güvenlik Mezunu olma şartı isteyen bir kadroya İşletme Yönetimi Mezunu başvuramaz. Bu da aranan niteliklere sahip kişi sayısının aldıkları puanlara bağlı olarak bazen düşük puanlarla yerleşimler olabilmektedir. Bu durum daha çok teknik ve sağlık kurumlarında görülmektedir. Ancak bu puanlamanın o nitelikteki kontenjan oranına bağlı olarak da değişkenlik gösterebilmektedir. Adalet ve Sosyal Güvenlik Bölümlerinden mezun olanların sosyal ağlardaki sitemleri de bu kontenjan oranları ile alakalıdır. Mezun çok olup alım az olacak olursa doğal olarak puanlar yukarıya çıkacaktır. Özellikle Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu öğrencilerinin atamalarda diğer bölüm mezunlarına da hak verilmesine karşıdırlar ki bunda da haklı oldukları söylenebilir.

Kurumsal Alımlar

Bu alımlarda KPSS Puanı önemli olduğu kadar daha sonra yapılacak olan sözlü veya yazılı sınavlar da ayrı bir önem teşkil etmektedir. Hatta bu konuda beceri sınavları dahi yapılabilmektedir. Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bazı kurumlar bu şekilde alımlar gerçekleştirmektedir. Ancak insanlar arasında özellikle mülakatların hakkaniyeti açısından bazı tedirginlikler bulunmaktadır. KPSS Puanı 87 civarı olup talep edilenden fazla klavye hızına sahip olmasına rağmen, mülakatlarda başarısız olmasına yeterli puanlardan en üstünü vererek elenen kişilerin varlıkları bilinmektedir. KPSS Puanı 87 olan, klavyesi 90 üzeri olan kişinin hangi eksiklikleri yönünden 45 mülakat puanı aldığı tartışılır. Hele ki adalet yayması gereken kurumlarda.




2 Ekim 2014 Perşembe

Çağın Belası Bonzai


Uyuşturucu tutkunluğu konusunda mücadelelerin yeterli gelmediği dönemimizde şimdi de adı sanını yeni duymaya başladığımız bir tehlike ile karşı karşıyayız. Her gün televizyon programlarında ya da gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alan haberlere baktığımızda bir ya da birkaç bonzai mağduru ile karşılaşmaktayız. Daha önce birçok uyuşturucu adını duyarken bu ürün yeni yeni dilimize dolanmaya başladı. Peki, nedir bu bonzai?

 Bonzai Nedir?

İnsanlar arasında bilinen isimleri ile Jamaican, Smoke, Bonzai Citrus gibi bazı maddelerin kurutulmuş olan bitki yapraklarına emdirilmesi ile oluşturulmaktadır. Bu zararlı uyuşturucu maddenin sıvı veya toz şeklinde ambalajlanarak piyasaya sürüldüğü bilinmektedir. Genel olarak esrara benzese de kullanımı durumunda kullanıcının metabolizmasına çok ciddi zararlar veren bir uyuşturucu maddeye denir. Bonzaideki kurutulmuş bitki yapraklarına emzirilen kimyasal maddeler aslında hastalıkların tedavisi ve teşhisi amaçlı olarak laboratuvar ortamlarında üretilmiştir. Bu sentetik malzemelerin diğer bilinen uyuşturucu türlerinden, örneğin esrar, eroin ve kokainden çok daha fazla tehlikeli olduğu da bilinmektedir. Bunun ana nedeni ise kullanan kişinin beyin hücrelerine zarar veriyor olmasıdır ki bu zararı çok kısa süre içerisinde gerçekleştirebilmektedir. Bu durumun en belirgin zararı ise ani kalp durmaları ve şizofreni benzeri etkiler göstermesidir.

Bonzai kullanımına başlarken; kişiler genel olarak bu ürünün doğal olması ve bitkisel bir ürün olması sebebi ile zararsız imajı doğurması kişilerde ilk kullanım kararlarına etki etmektedir. Oysaki burun yolu ile çekilmesi durumunda, akciğer tarafından anında emilip kana karışması olması sebebiyle, beyne birkaç dakika içinde ulaşmakta ve bu nedenle de etkileri çok hızlı bir şekilde görülmektedir. Ağız yolu ile alınması gibi bir durumda ise sindirim sistemi tarafından emilmekte olduğundan dolayı burundan çekildiği zaman gösterdiği etki süresi kadar kısa sürede etki göstermemektedir.

Bonzai Kullanımı Sonrası Karşılaşılan Durumlar Nelerdir?

Bonzainin kullanım yöntemine bağlı olarak etki süresi de değişiklik göstermektedir. Ayrıca yine bonzainin içeriğinde ki etken maddenin tür ve yoğunluğu ile alakalı olarak etki süresi de değişmektedir. Bilinen en kritik durumu ise alkol ile birlikte kullanılmasında göstermektedir. Eğer alkol ile kullanılırsa kişide panik atak krizleri, halüsinasyon gibi ruhsal etkilerinin yanında sık ve ağır kusma nöbetleri yaşanabilmektedir. Yaşanılan panik atak esnasında kişiler bayılma hissi, kalp krizi geçiriyor endişesi, vücudunda uyuşmalar yaşamaktadır. Kullandığı maddenin yasadışı olması nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuramamaları nedeniyle de ölüm ile sonuçlanabilmektedir.

Bonzai Kullanılmasının Belirtileri

Diğer uyuşturucularda olduğu gibi bonzai kullanımı da kan testi, tükürük testi ya da kan testi ile tespit edilebilmektedir. Ama en basit tespit şekli olarak da idrar testi kullanılmaktadır. Ancak genel yorumlamaların yapılabilmesi için daha detaylı testlerin yapılması gerekmektedir. Kullanıcıda ağrı duyusunda azalmaya neden olur ve vücut ısısını artırıcı etkisi görülür. Yüz ifadelerinde oluşan donukluk yanında hareket yetilerinde de yavaşlamaya neden olmaktadır. Bonzai kullanımının genel belirtileri ise; hafızada oluşan kayıplar, duygu bozuklukları, baş dönmesi, algı kayıpları, geçici felç hali, bilinç kayıpları, ağrılara karşı duyarsızlık önde gelir. Ayrıca belirtileri ise kalp çarpıntısı, nefes darlıkları, kusma, ağızda oluşan kuruma, iştah bozuklukları ve sıvı kaybı olarak yasılabilmektedir.